Parametre Nedir?
Parametre, fiziksel sistemlerde boyut ve değişken olarak da tanımlanır.
x-y-z mekan, t zaman parametresidir. Zihinsel ve kültürel kategorilerde ise bu
denli açıkseçik tanımlar yapılamayabilir. İkinci Sanayileşme için alfabetik
olarak tanımladığımız ve irdelediğimiz parametreler o denli birbirinden
bağımsız değildir. Örneğin bilgisayar, robot ve siberuzay kategorileri ortak
arakesitlere sahiptir.
Parametrelerin ortaya çıkışı:
Birinci Sanayileşme’de buhar makinalarının ortaya çıkışına bakalım.
Buhar gücünün insan gücünden daha büyük işler yaptırabildiği uzun süredir bilinmesine
karşın, kömürün verimli olarak çıkarılıp dayanıklı buhar makinalarının
yapılması birkaç yüzyılı bulmuştur. Lokomotifin icadıyla ise mesafeler çok
kısalmış, ticaretten bilgi akışına herşey bir çığ gibi hızlanmıştır. Ancak bu
durumda buhar makinaları Birinici Sanayileşme’de bir parametre olabilmiştir.
Parametrelerin silinmesi ve geçersizleşmesi:
Buhar makinaları devreye girerken, rüzgar ve su değirmenleri devreden
çıkmıştır. Oysa bunlar yüzyıllarca yine insan gücünün yapamadığı işleri
yapmışlardır. Keza petrollü motorların icadı ile buhar makinaları devreden
çıkmıştır. Bugün de yavaş yavaş benzinli motorlar devreden çıkmaktadır; elektrikli
ve yağ-alkol karışımlı motorlar çevre kirliliğini azaltmak için devreye
sokulmaktadır. Bunlar parametrelerin kültürel modlar içinde silinmesi ve
geçersizleşmesi için örneklerdir, kimse buhar gücüyle çalışan bilgisayar
tasarlamadı.
Parametrelerin etkileşimi:
Bugün dünyada enerji kaynağı olarak onlarca malzeme kullanılmakta. Buna
‘parametrelerin yatay etkileşimi’ denilebilir. Nükleer enerjinin, barajlar
yerine elektrik üretiminde kullanımına ise ‘dikey etkileşim’ denilebilir.
Parametrelerin etkileşimi her zaman birbirinin ikamesi (biri varken
diğeri yok) olarak tanımlanmayabilir. Parametreler kimi birbiriyle sinerji
yaratır, kimi anerji (toplamda daha az sonuç) yaratır, kimi birbirine karşı
nötr kalır. Dolayısıyla toplamdaki panorama-görüngü, titreşen ve salınan
parametreler ve parametrecikler dağılımıdır.
Parametreler tanım olarak kendileri kalırken, aynı zamanda birçok öğe
onlara eklenebilir ve/ya onlardan çıkabilir ki bu bir arabanın tamir edilirken
ve parçaları değiştirilirken de, o araba olarak tanımlanması gibidir. Bu
değişim iki parametre etkileşirken de ortaya çıkabilir. Örneğin lokomotifler
bugün elektrikle veya motorinle çalışabiliyor. Nükleer enerjiyle çalışan
gemiler ve denizaltılar mevcut.
Kültürlerde ise parametrik etkileşime en güzel örnek melez dillerdir.
Herhangi iki dil / altkültür karşılaşınca bazı sözcükler eksilerek, bazı
sözcükler eklenerek yeni bir dil oluşur.
Demek ki burada altkümelerin artış ve eksiliş zaman dizilerini
haritalarsak, asıl parametrelerin de haritasını kabaca çizmiş oluruz.
İnterparametre Örneklemeleri
İnternet-robot: İnternete bağlanabilen bir robot, en büyük
ansiklopedi-sözlükten daha işlevsel bir bilgi kaynağı olabilir. Keza uzman
robotlar için internet polibe ulaşmaktan yeni açmazlar için yardıma dek birçok
işlev taşıyabilir.
İnternet-yapay zeka: İnternetin kendisi bir yapay zekadır, proto bir
yapay zekadır ama tamama yükseltgenecektir. Bunun nasıl olacağını ise henüz
bilmiyoruz.
İnternet-yazılım insan: İnternet-yazılım insan etkileşiminin
internet-zihin etkileşiminden milyonlarca kez hızlı olabileceği umulur. Bu da
eğer internette şimdiye dek yeterince bilgi birikmişse, birçok paradigmatik
eşik sıçramasının birarada yapılabilmesi mümkün olacak demektir.
İnternet-bilgisayar: İnternet bilgisayar olmadan olamazdı ama
bilgisayar internetsiz de vardı. Burada önemli olan durum, internet olsun,
robot olsun, hiçbirinin bilgisayarlar yaratılırken önceden düşünülmediği. www2
ile birlikte internetin de başkalaşacağı öne sürülüyor. Onu göreceğiz.
Bilgisayar evreleri (elektronik, optik, vd): Bilgisayarlar delgi
kartları kullanarak işe başladı, yumuşak diske geçti, sert diske geçti, şimdi
de CD evresinde.
Bilgisayar-robot: Tüm robotlar da birer bilgisayar içerir, hatta insan
gibi 5 duyu-dil kullanacaksa, onlarca bilgisayar içerebilir. Bilgisayarların
tüm gelişmeleri robotlara birebir yansırken, robotlar için başka etkenlerinde
geliştirilmesi gerekir, özellikle de mekanik dalındakilerin. En son yapılan
robot-sandalye bu konudaki sorunların hemen hemen tümüyle çözüldüğünü gösteriyor.
Bu durumda ileride insan bedeninden daha hızlı, esnek, güçlü robot bedenlerin
de yapılması mümkün demektir.
Uzay x ölümsüzlük: Yeryüzü’nde ölümsüzlük elde etmenin uzaya gitmeyi
engellemesi doğaldır, çünkü uzayın koşulları denetlenemez ve çok değişkendir.
Ayrıca, ölümsüzlüğün daha çok bilme çabasına insanı iteceği de sölenemez
şimdiden. Ölümlü insanların tamamına yakını öğrenmediğine göre, ölümsüzlerin de
pek farklı olması umulamaz. Ölümsüzlüğün değişimden çok, durağanlık getirmesi
de olağandır. Uzayı insan kategorisi için aşkın-aşkın, ölümsüzlüğü içkin-aşkın
öteleme / değilleme varsayabiliriz.
Yazılım x uzay: Herkes ilk uzaya gidildiğinde bilgisayarlar da olduğu
için, her hesaplamanın onlarla yapıldığını sanır ama NASA’da birçok hesap,
bırakın cep hesap makinelerini, sürgülü hesap cetvelleriyle yapılırmış.
Olası Fenomen Örneklemeleri
Yazılım olmuş bir insanın neler hissedebileceğini, 27 Haziran 2005
tarihli güncemde şöyle dile getirmiştim:
“Bir insan olmaya alışmam 40 yılı aştığına göre, yazılım olmaya da
alışmam epey sürerdi herhalde…
Bir insan olmaya alışmak ne demek?
Bir beden olmaya alışmak demek… Onun yeme, içme, temizlik gibi sürekli
gereksinimlerini düzenli olarak yerine getirmeyi aksatmamak demek…
Bir zihin olmaya alışmak demek… Sevgi açlığım bana çok pahalıya mal
oldu. 10 yıldır da yalnızlığa açım. Bu tür yüksek genlikli salınımlara alışmak
demek.
Bir kültürde yaşamaya alışmak demek. 1960-2005 arasındaki alaturka
kültür yeterince bela doluydu ama başka bir yerde de pek dertsiz kalabilmiş olacağımı
sanmıyorum.
Bir yazılım olmaya alışmak ne demek?
Bunları hepsinin gitmesi ve boşluğa alışmak demek. Uyuyup
uyanmayacaksın. Yiyip içmeyeceksin. Ne yapacaksın? Duracaksın. Hep duracaksın.
Bir tür kötürümlük demek bu… Yine de ‘subroutine’ bir androidin aracılığıyla
dış dünyada gezinip veriler toplayabilirsin.
Belirli bir süre insan olarak yaşadıktan sonra yazılım olmaya
aktarılınca, insan özelliklerinin de bilgi belleğiyle birlikte aktarılacağı varsayılıyor.
Her bilgi öğrenişimin eşleniği duygular da var. Kimi açtım, kimi mutsuzdum… O
bilgileri kullandıkça bu duygular da her kezinde yeniden canlanır.
Yazılım olduktan sonra, bunların yavaş yavaş dönüşmesi daha mantıklı.
Örneğin, bazı acılarımın anıları uzun süredir hiç canımı acıtmıyor. Kayıtlarımdan
dolayı onun acı olduğunu biliyorum ama onu yaşamıyorum. Sanırım insan olmanın
anıları da öyle yavaş yavaş boşalacak.”
Frederik Pohl’un Hiçi Üçlemesi’nin son cildi olan ‘Hiçi İle Buluşma’da
bir insan aslının tıpatıp aynısı yazılım olur, en insansı huylarıyla birlikte.
Ancak, başka bir zeki canlı türü olan bir Hiçi dişisi ise çiftleşemediği için
enginleşir ve yazılımlaşır, onunla ilgili ayrıntılı bilgi verilmez. Bunların
yanısıra, bir fizik ve bir psikoloji yazılımı da vardır.
William Gibson’ın ‘Sprawl Üçlemesi’nde ise üç ciltte toplam 4 insan
yazılımlaştırılır ve 2 de bağımsız yapay zeka vardır. Bunlar dışındaki bir zeki
canlı ile etkileşirler ama bunun ayrıntıları verilmez. İnsanlar sağ kalmak için
donanımlara gereksinim duyarlarken, yapay zekalar zaten tüm dünyadaki
donanmıları ele geçirmişlerdir.
Çıkış
İkinci Sanayileşme’nin temel
parametreleri şimdiden tanımlanmış durumda. Bunlara sürpriz yenilerinin
girmesinden çok, buhar makinesinin yerini benzin motorunun alması türü
dönüşümler beklenebilir. Dolayısıyla konunun kültürolojik argümantasyonları
temelde bu metindeki düzlemde yürüyeceğe benziyor.
(Haziran 2005)